Türkiye’de tuhaf şeyler oluyor? Ayrıştıkça ayrışıyoruz. Dost kim, düşman kim belli değil. R.T. Erdoğan yandaşlığı da karşıtlığı da sınırları zorladıkça zorluyor. Yandaşlar, Haşa; kesinlikle kabul edilemez olmakla birlikte Erdoğan’ın Şanı Yüce Allah’ın sıfatlarını taşıdığını söylerken, karşıtlar milli meselelerde bile düşman saflarda yer alabiliyor.
Bombacı YPG’li
Başbakan Davutoğlu’nun saldırının üzerinden 8 saat geçmeden bombacının, PKK’nın Suriye kanadı PYD/YPG militanı Kürt uyruklu, 1992 doğumlu Suriye vatandaşı Salih Necar olduğunu açıklanması kuşku ve tartışma yarattı.
Ragıp Göker bile ‘Daha servistekilerin kimliği tespit edilemezken, teröristin kimliği nasıl tespit edildi?’ sorusunu yöneltti. Sadece Ragıp mı? AB’den ABD’ye kadar birçok yetkili açıklamayı kuşkulu; inanılmaz buldu. Bombacının YPG’li olduğunun henüz onaylanmadığını iddia ettiler. Peki nasıl tespit edildi.
Otomatik Parmak İzi Teşhis Sistemi (AFİS)’yle saniyede 26 bin parmak izini karşılaştırılabiliyor. Yine benzer bir sistemle fotoğraftan kimlik tespiti yapılabiliyor. Burada en hayati nokta olay yerinde bulunan parmağın veya fotoğrafın sahibinin kayıtlarda parmak izinin veya fotoğrafının olup olmamasıdır. Saldırganların kimlik tespiti çoğunlukla bu yöntemle yapılıyor.
Nasıl tespit edildi?
Olay yerinde 29 ceset bulundu. 20'sinin asker kökenli olması ve hepsinin de parmak izi bulunması nedeniyle kimlikleri süratle tespit edildi. Diğer; gazeteci, bankacı v.b. gibi sivil 8 vatandaşın kimliği de kısa sürede tespit edilebildi.
Kimliği belirlenemeyen 9'uncu cesedin teröriste ait olduğu veya olabileceği anlaşıldı. Yapılan parmak izi karşılaştırılmasında; parmak izi Mardin'de alınan Neccar'ın kimliği ve Suriye’den geldiği, Suriye’de PYD/YPG mensubu olduğu, Türkiye’de PKK’lılarla birlikte hareket ettiği olayın üzerinden 8 saat geçmeden ortaya çıktı.
ABD Dışişleri: YPG'ye güveniyoruz
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun ‘ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin de YPG’nin güvenilmez olduğunu söylemesinden memnun olduk’ şeklinde sözlerine, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, PKK ve YPG ile ilgili politikalarında değişiklik olmadığını belirterek, ‘PKK’yı yabancı bir terör örgütü olarak görüyoruz. YPG’yi farklı görüyoruz’ dedi. Eylem üslenilseydi ABD bu ifadeyi kullanamazdı.
Saldırı neden üslenilmedi?
Yabancı istihbarat desteği alınmış izlemi uyandıran eylem mesaj verilmek için yapıldı. Türkiye’den Suriye’ye PYD/YPG bölgesine top atışı yapılmasına karşılık mesaj Ankara’ya verildi. Bunun ötesinde; batıyı zora sokacak, batının desteğinin kesilmesine yol açacak üslenmeyi beklemek, sadece saflık değil; ahmaklıktır.
Başbakanı yalancı çıkarmaya çalışan batılılar işini yapıyor. Başta ABD olmak üzere özellikle Almanya ve AB, PYD’yi resmen kendi kuklaları; kara birlikleri olarak görüyor ve tonlarca silah yardımı yapıyor. Terör örgütü olarak görülmesinden çok rahatsızlık duyuyorlar ve bunu halen de kabul etmiyorlar.
Düşmanla işbirliği
Tüm terör örgütlerinin Ak Parti politikaları sonucu bu denli güçlendiğini söylemek başka bir şey. ‘Olan oldu, ölen öldü’ de demeyin. Olanı da öleni de unutmayın, unutturmayın hesabını sorun! Ama bunu yaparken düşmanla işbirliği yapmayın!
Suriye’den Türkiye’’ye uzun süre kayıtsız; kontrolsüz giriş yapıldı. CMK’ da yapılan bir değişiklikle birçok suçlunun parmak izi silindi; arşivler yok edildi. Buna ses çıkarmayanlar, o zaman yapılan yanlışları değil; bugün yapılan doğruyu eleştiriyor. Sahi siz kimden yanasınız?